Bursa Çıkışlı Otobüslü Gap Turu 3 Gece Otel Konaklamalı

Bursa, Adana

Araç Kalkış Noktaları

19:00 Bursa Kent Meydanı Avm Önü
22:30 Cengiz Topel Caddesi
01:15 Armada AVM Karşısı (Ulusoy Tesisi Önü)

Belirtilen noktalardan siz değerli misafirlerimizi aldıktan sonra Gap turu için gece yolculuğumuza başlıyoruz.

Taş Köprü, Gaziantep, Antep Kalesi, Hz. Yuşa Türbesi, Balıklı Göl

Gece yolculuğumuzun ardından Tatil Olayı ile Gap turumuza, Adana’da vereceğimiz kahvaltı molasıyla başlıyoruz. Ardından, Seyhan Nehri üzerinde bulunan zarif Tarihi Taş Köprü’yü panoramik olarak gördükten sonra, bölgenin en önemli camilerinden biri olan Adana Sabancı Merkez Camisi’ni ziyaret ediyoruz. Bu görkemli yapı, mimarisindeki anlamlı detaylarla dikkat çeker: 32 metre çapındaki ana kubbesi 32 farzı, avludaki 28 kubbesi Kuran-ı Kerim’de adı geçen 28 peygamberi, 99 metrelik 6 minaresi ise Allah’ın 99 güzel ismini simgeler. Rehberimizin bu eşsiz yapıyla ilgili verdiği bilgilerin ardından, Adana’ya veda ederek Gaziantep’e hareket ediyoruz.

Gaziantep’te ilk durağımız, şehir merkezinde bir tepeye kurulmuş olan Gaziantep Kalesi. Ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmese de Roma döneminde gözlem amacıyla kullanıldığı düşünülüyor. Tarih boyunca pek çok kez restore edilen kale, günümüzde ihtişamlı bir görünüme sahiptir. Panoramik olarak kaleyi gördükten sonra, kısa bir fotoğraf molası veriyoruz. Daha sonra Sedefçiler, Baharatçılar, Sebze Hali, Tarihi Paşa Hanı, Tahtani Camii, Uzun Çarşı, Tarihi Gümrük Hanı, Zincirli Bedesten ve Kunduracılar Çarşısı gibi bölgenin tarihi dokusunu yansıtan çarşılardan geçerek Bakırcılar Çarşısı’na ulaşıyoruz. Çarşı girişinde Pirsefa Hazretleri ve Hz. Yuşa Peygamber Türbelerini ziyaret ediyoruz. Bu anlamlı ziyaretlerin ardından, 250 yıllık geçmişiyle ünlü Almacı Pazarı’nda keyifli bir gezinti yapıyoruz.

Ardından, Gaziantep’in en eski kahvehanelerinden biri olan Tahmis Kahvesi’ne gidiyoruz. 17. yüzyılda Türkmen Ağası Mustafa Ağa tarafından Mevlevihane Tekkesi’ne gelir sağlamak amacıyla yaptırılan bu tarihi kahvehanede Menengiç Kahvesi’nin eşsiz tadını deneyimleme fırsatını yakalıyoruz. Serbest zamanın ardından, Antep’in meşhur baklava ve fıstık alışverişlerimizi yapmak için kısa bir mola veriyoruz. Alışverişimizi tamamladıktan sonra, Zeugma Mozaik Müzesi’ne doğru hareket ediyoruz.

Zeugma Antik Kenti, Selevkoslar tarafından kurulmuş, Roma döneminde ise iki yakayı bir araya getiren anlamına gelen adıyla anılmıştır. Birecik Barajı sularının altında kalmadan önce kurtarılan mozaiklerin sergilendiği Zeugma Mozaik Müzesi, dünyanın üçüncü büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşır. Müzede, rehberimiz eşliğinde dünyaca ünlü “Çingene Kızı” mozaiği ve Yunan Mitolojisi’nden esinlenilen diğer eşsiz mozaikleri geziyoruz. Bu büyüleyici müzenin ardından, Gaziantep’e veda ederek, Hz. İbrahim’in doğduğu ve ateşe atıldığı, Hz. Eyüp’ün çile çektiği Peygamberler Şehri Şanlıurfa’ya doğru yola çıkıyoruz.

Şanlıurfa’da ilk durağımız, bölgenin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olan Balıklı Göl. Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yer olarak bilinen ve kutsal balıklarıyla ünlü bu göl, tarihi dokusuyla hayranlık uyandırır. Ayrıca Nemrut’un kızı Zeliha’nın gözyaşlarından oluştuğu söylenen Aynzeliha Gölü’nü de ziyaret ediyoruz. Rehberimizin verdiği bilgilerin ardından, bu eşsiz manzarada fotoğraf çekimi için kısa bir mola veriyoruz. Daha sonra, Şanlıurfa’nın otantik çarşılarında alışveriş yapabilmeniz için serbest zaman tanıyoruz. Serbest zamanın ardından, otelimize geçiyoruz. Dileyen misafirlerimiz, bölge kültürünü daha yakından tanıyabileceği ekstra düzenlenen yemekli sıra gecesi programına katılabilirler.

Sabah Kahvaltısı: Adana’da alınacaktır. (Ekstra)
Öğle Yemeği: Gaziantep’te alınacaktır. (Ekstra)
Akşam Yemeği: Sıra gecesinde alınacaktır. (Ekstra)

Harran, Ulu Camii, Konik Kubbeli Evler, Göbeklitepe, Mardin, Kasımi

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, tarih boyunca farklı medeniyetlerin yollarının kesiştiği Harran’a doğru yola çıkıyoruz. “Yolların kesiştiği yer” anlamına gelen Harran, yalnızca 3 bölgede bulunan ve UNESCO koruması altındaki Konik Kubbeli Evleri ile benzersiz bir mimariye sahiptir. 5000 yıllık geçmişe sahip bu antik kentte, İslam dünyasının ilk üniversitesi olan Harran Üniversitesi (Ulu Cami) kalıntılarını, Harran Höyüğü’nü, tarihi kalesini ve geleneksel kervansarayı rehberimizin anlatımıyla keşfediyoruz. Ayrıca, Konik Kubbeli Harran Evlerinden birini ziyaret ederek bölgenin sıcak misafirperverliğiyle tanışıyor, geleneksel kıyafetler giyip unutulmaz fotoğraflar çekiyoruz.

Harran’daki etkileyici keşiflerimizin ardından rotamızı, insanlık tarihine ışık tutan Göbeklitepe’ye çeviriyoruz. Şanlıurfa’nın Örencik Köyü yakınlarında bulunan ve 12 bin yıllık geçmişiyle uygarlık tarihini yeniden yazan Göbeklitepe, “Dinin Doğduğu Yer” olarak kabul ediliyor. National Geographic dergisinin kapak konusu olan bu eşsiz arkeolojik alan, neolitik çağın tapınak mimarisini gözler önüne seriyor. Rehberimizin anlatımları eşliğinde, dünyaca ünlü T biçimli dikilitaşları incelerken, Göbeklitepe’nin bugüne kadar ortaya çıkarılan bölümlerinde keşfedilen hayvan figürleri ve taş oymaları hakkında detaylı bilgiler alıyoruz.

Göbeklitepe’de tarihe tanıklık ettikten sonra, Mezopotamya’nın masalsı şehri Mardin’e doğru hareket ediyoruz. İlk durağımız, tarihi ve mimarisiyle göz dolduran Kasımiye Medresesi. 15. yüzyılda Akkoyunlu Sultanı Kasım İbn Cihangir döneminde tamamlanan bu medrese, taş işçiliğinin en zarif örneklerini sunuyor. Mezopotamya Ovası manzarası eşliğinde rehberimizin anlatımlarını dinliyor ve bu büyüleyici mekânda unutulmaz fotoğraflar çekiyoruz.

Ardından, Eski Mardin sokaklarında tarih kokan bir yürüyüşe çıkıyoruz. Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayan rotamızda, Şeyh Çabuk Camii, Mardin Protestan Kilisesi, Latifiye Camii, Bakırcılar Çarşısı ve Sokulbar (İnekler Çarşısı) gibi yapıları keşfediyoruz. Mardin’in sembollerinden biri olan Mardin Ulu Camii’yi ziyaret ediyoruz. 1176 yılında inşa edilen ve dilimli kubbesiyle büyüleyici bir estetiğe sahip olan bu caminin kare kaidesindeki yazıttan, yapım tarihi ve mimari özellikleri hakkında detaylı bilgiler alıyoruz. Ayrıca caminin eski bir kilisenin üzerine inşa edildiğine dair ilginç iddiaları öğreniyoruz. Mardin’in dar sokaklarını ve ünlü Abbaralarını geçerek, bir dönem PTT Binası olarak kullanılan Şahtana Konağı’nı görüyoruz. Daha sonra, 13. yüzyıl başlarında inşa edilen Şehidiye Camii’ni ziyaret ederek rehberimizden detaylı bilgiler alıyoruz. Günün sonunda Mezopotamya Ovası’na karşı yorgunluk çaylarımızı içmek için kısa bir mola veriyor, ardından Mardin’in meşhur kahve ve kuruyemişlerinden satın almak için çarşıya gidiyoruz.

Akşam otelimize yerleşiyor ve keyifli bir günün ardından dinleniyoruz.

Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacaktır. (Tur ücretine dahildir.)
Öğle Yemeği: Mardin’de alınacaktır. (Ekstra)
Akşam Yemeği: Otelde alınacaktır. (Tur ücretine dahildir.)

Dara Antik Kenti, Midyat, Hasankeyf, On Gözlü Köprü, Mardin Kapı

Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrası otelimizden ayrılarak, bölgenin en önemli tarihi ve doğal zenginliklerini keşfe çıkıyoruz.

İlk olarak, Mardin’in 30 km güneydoğusunda, Oğuz Köyü’nde yer alan Dara Antik Kenti’ne hareket ediyoruz. Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşkelerinden biri olan Dara, kaya içine oyulmuş yapılarıyla dikkat çeker. Geniş bir alana yayılan bu antik kent, tarihteki birçok medeniyetin izlerini taşır. Dara’daki gezimizde, antik tiyatro, kaya mezarları ve sur kalıntıları gibi tarihi yapıları rehberimizden alacağımız detaylı bilgiler eşliğinde keşfedeceğiz.

Dara gezisinin ardından, Beyazsu’ya doğru hareket ediyoruz. Mardin’in kurak coğrafyasının tam tersine, bu bölge serin ve berrak suları, ağaçları ve yeşilliğiyle adeta bir cennet köşesidir. Beyazsu’nun doğal güzelliklerinde kısa bir çay veya kahve molası vererek bu huzurlu atmosferin tadını çıkarıyoruz.

Ardından, dinlerin ve dillerin buluşma noktası olan Midyat’a doğru yol alıyoruz. Midyat, Süryani kültürünün önemli merkezlerinden biridir. Burada, “Sıla”, “Hercai” ve “Ah Bir Bulut Olsam” gibi ünlü dizilere ev sahipliği yapmış olan Midyat Konukevi’ni geziyoruz. Konukevi’ni gezip fotoğrafladıktan sonra, Telkâri Sanatının eşsiz örneklerini görebileceğimiz atölyelere uğrayacağız. Bu geleneksel el sanatları, bölgenin ustaları tarafından yıllar boyunca geliştirilmiş olup, alışveriş yaparak bu benzersiz sanatın bir parçası olabilirsiniz.

Midyat’ın tarihi sokaklarında geçireceğimiz serbest zamanın ardından, Hasankeyf’e doğru hareket ediyoruz. Hasankeyf, 12 bin yıl öncesine dayanan tarihiyle, Mezopotamya’nın en eski yerleşim alanlarından biridir. Ancak Ilısu Barajı nedeniyle, Hasankeyf’in tarihi yapıları su altında kalmaktadır. Yine de, Hasankeyf Kalesi, El Rızık Camisi minaresi ve mağaraları hala görkemli bir şekilde varlığını sürdürüyor. Bu tarihi bölgeyi gezip, hasretle kaybolan zamanların izlerini yakından keşfedeceğiz.

Hasankeyf gezimizin ardından, Batman üzerinden geçerek Diyarbakır’a varıyoruz. Diyarbakır, tarihi mirası ve kültürel derinliği ile büyüleyici bir şehir. İlk olarak, Hevsel Bahçeleri’ni geziyoruz. 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen bu bölge, Dicle Nehri kıyısında yer alan tarım alanlarıyla ünlüdür. Burada fotoğraflarımızı çektikten sonra, On Gözlü Köprü’ye gidiyoruz. Yöre halkı, dileklerini bu köprüden Dicle Nehri’ne atarlarmış. Burada vereceğimiz fotoğraf molasının ardından, Diyarbakır’ın simgelerinden Keçi Burcu, Urfa Kapı ve Mardin Kapı’yı panoramik olarak görüyoruz.

Diyarbakır’daki gezimize, Ulu Camii ziyaretiyle devam ediyoruz. Anadolu’nun ilk camilerinden biri olan Ulu Camii, mimarisiyle büyüleyicidir. Buradan sonra, 1500 yılında Akkoyunlu Kasım Bey tarafından yaptırılan Dört Ayaklı Minare’yi (Şeyh Mutahhar Camii) ziyaret edeceğiz. Diyarbakır gezimizi tamamladıktan sonra, Diyarbakır-Siverek-Kahta-Adıyaman’ı birbirine bağlayan ve Doğu’nun Boğaz Köprüsü olarak bilinen Nissibi Köprüsü’nü geçerek Adıyaman’a doğru yola çıkıyoruz.

Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacaktır. (Tur ücretine dahildir.)
Öğle Yemeği: Batman'da alınacaktır. (Ekstra)
Akşam Yemeği: Otelde alınacaktır. (Tur ücretine dahildir.)

Nemrut Dağı, Gündoğumu, Halfeti, Rum Kale, Batık Minare

Sabah erken saatlerde kalkarak dileyen misafirlerimizle unutulmaz bir Nemrut Dağı Gündoğumu deneyimi için yola çıkıyoruz. (Ekstra)

Nemrut Dağı Gündoğumu (Ekstra)

Yolculuğumuza, otelimizden minibüslerimize binerek Adıyaman’ın Kahta ilçesine doğru hareket ediyoruz. Amacımız, Doğu Toros Sıra Dağları üzerinde yer alan ve 2150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı’na tırmanmak. Güneşin yavaşça doğmaya başlamasıyla birlikte, Nemrut Dağı'nın zirvesinde bizi bekleyen muazzam manzarayla karşılaşıyoruz. Gündoğumu ışıklarıyla aydınlanan dağ, dev tanrı heykelleri arasında benzersiz bir atmosfer sunuyor. Bu eşsiz manzara karşısında, hayran kalacağınız fotoğraflar çekme fırsatı bulabilirsiniz.

Nemrut Dağı'nın zirvesinde, Kral I. Antiochos'un Tümülüsü yer almakta. Kral I. Antiochos, Yunan ve Pers kültürlerini bir araya getiren etkileyici bir figürdür ve Nemrut Dağı üzerindeki dev heykeller, onun kültürel mirasını yansıtmaktadır. Doğu ve Batı teraslarında sırasıyla Zeus, Apollon, Mithras, Helios, Hermes, Herakles, Ares, Kommagene, Tiche ve kendisinin dev heykelleri yer almaktadır. Rehberimizin anlatımları eşliğinde, bu görkemli figürlerin tarihini keşfederken, Kral Antiochos’un vasiyetini hatırlayarak dağda geçirdiğimiz bu zamanı daha da anlamlı kılıyoruz: “Doğum günüm her yıl kutlanıp, bayram günü olacak ve ulusum bu günlerde büyük bir şenlik düzenleyecek…”

Zirve gezimizi tamamladıktan sonra minibüslerimize binerek Nemrut Dağı'ndan aşağı iniyoruz ve Roma dönemine ait Cendere Köprüsü'ne varıyoruz. 18 asırlık bu köprü, dönemin mühendislik harikalarından biridir ve burada vereceğimiz fotoğraf molası, bölgenin tarihine dair unutulmaz anılar biriktirmenizi sağlayacak.

Karakuş Tümülüsü'nü ziyaret ettikten sonra, Kommagene Kralı Mithridates ve ailesinin mezarlarının bulunduğu bu etkileyici anıt mezarı gezip, rehberimizin derinlemesine anlatımları ile bölgenin tarihini daha yakından öğreniyoruz.

Halfeti ve Fırat Nehri Tekne Turu (Ekstra)

Sabah kahvaltısının ardından, Cittaslow unvanına sahip, Halfeti’ye doğru hareket ediyoruz. Bu huzurlu kasabada, Atatürk Barajı üzerinde kısa bir mola verecek ve 1992 yılında tamamlanan bu devasa barajın seyir terasında fotoğraflar çekeceğiz. Ardından Halfeti'ye varıyoruz ve burada, Birecik Barajı nedeniyle bir kısmı su altında kalan bu mistik kasabayı keşfedeceğiz.

Dileyen misafirlerimiz, Halfeti Tekne Turu’na katılarak, Fırat Nehri üzerinde unutulmaz bir yolculuğa çıkacaklar. (Ekstra)

Bu gezinti sırasında, suyun altındaki Kral Kızı Mağarası, Rumkale ve Bilesur Savaşan Köyü’nün camii ve minaresinin harabelerini görme fırsatı bulacağız. Fırat’ın derin sularına gömülmüş bu tarihi yapılar, bölgenin geçmişine dair derin izler taşımaktadır.

Tekne turumuzun ardından Halfeti'de kısa bir mola veriyoruz. Ardından, turumuzun sonuna yaklaşırken dönüş yolculuğumuza başlıyoruz.

Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacaktır. (Tur ücretine dahildir)
Öğle Yemeği: Halfeti’de alınacaktır. (Ekstra)
Akşam Yemeği: Gaziantep veya Adana’da alınacaktır. (Ekstra)

Bursa

Değerli misafirlerimiz, gecenin ilerleyen saatlerinde Ankara’ya varıyoruz. Burada, Ankara’dan katılan değerli misafirlerimizle vedalaşıp, İstanbul’a doğru unutulmaz bir yolculuğa devam ediyoruz. Sabah saatlerinde, sizleri İstanbul’da, aldığımız noktalarda karşıladığımız gibi güvenle bırakacak ve bu muazzam turu sonlandıracağız. Bir başka Tatil Olayı organizasyonunda yeniden buluşma dileğiyle, vedalaşıyoruz.

Yolculuğumuz boyunca biriktirdiğimiz güzel anılarla, yeni keşiflerde buluşmak üzere, hep birlikte daha nice keşiflere.