Kurban Bayramı Özel Uçaklı Rüya Gibi Doğu'nun Hazineleri Turu...

Malatya, Battalgazi, Ulu Camii, Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı

Siz değerli misafirlerimiz ile sabah 04.15'te Sabiha Gökçen Havalimanı kontuarında buluşmamızın ardından, nüfus cüzdanı veya ehliyet ile Pegasus Havayolları’na ait 06.15 Malatya uçuşu için check-in işlemlerimizi gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık 1,5 saatlik uçuşumuzun ardından Malatya Havalimanı’na ulaşıyor ve bizleri bekleyen aracımız ile rehberimizle buluşarak, Malatya merkezde öğle yemeğimizi aldıktan sonra Eski Malatya (Battalgazi), Ulu Camii ve Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı gezilerini gerçekleştiriyoruz. Battalgazi gezimizi tamamladıktan sonra, güzergâhımız üzerinde bulunan ve halk türkülerine ilham veren Karakaya Baraj Gölü üzerindeki Kömürhan Köprüsü’nden geçerek Elazığ’a ulaşıyor ve Kapalı Çarşı’da serbest zaman veriyoruz. Daha sonra, eski ismiyle Elaziz olarak anılan Gakkoşlar diyarında, eski yerleşim yeri olan Harput ile gezimize başlıyoruz. Harput Kalesi, Ulu Camii, Harput Konakları ve Arap Baba Türbesi gibi tarihi yapıları görüp, Balak Gazi Heykeli altında bulunan kafeteryadan Elazığ’ı kuşbakışı seyrettikten sonra kısa bir serbest zaman veriyoruz. Molamızın ardından otelimize hareket ediyoruz. Konaklama ve akşam yemeği otelimizdedir.

Sabah Kahvaltısı: Serbest olarak (ekstra) alınacaktır. 
Öğle Yemeği: Malatya’da serbest olarak (ekstra) alınacaktır.
Akşam Yemeği: Otelimizde ücrete dahil set menü veya açık büfe olarak alınacaktır.

Keban Baraj Gölü, Pertek, Tunceli, Munzur Nehri ve Vadisi, Bingöl

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından otelden ayrılarak, ilk durağımız olan Keban Baraj Gölü’ne ulaşıyoruz. Göl üzerinde çalışan feribotlarla, zamanında Murat Nehri kıyısına kurulmuş olan kalenin manzarası eşliğinde Pertek’e geçiyoruz. Bu güzel ilçeyi baraj gölü kenarındaki tesisleri ve plajlarıyla adeta bir Akdeniz kasabasına benzetebilirsiniz.

Sonraki durağımız olan Tunceli merkeze ulaşıyoruz. Buradaki canlı ve modern yaşam tarzı, büyük şehirlerden hiçbir farkı olmadığını hemen hissettirecek. Şehir merkezinden geçerek, Munzur Vadisi'nde yer alan Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk Su Sporları Merkezi’ne ulaşıyoruz. Dileyen misafirlerimiz Munzur’un muhteşem doğasında keyifli vakit geçirirken, isteyen misafirlerimiz 12 metre yükseklikten 330 metrelik zipline aktivitesine (ekstra) katılabilirler.

Keyifli dakikaların ardından tekrar Tunceli merkeze dönüyor ve serbest zamanda şehir merkezini keşfetme fırsatı buluyoruz. Ardından Munzur Irmağı’nı takip ederek, Munzur Vadisi manzaraları eşliğinde önce Kovancılar’a, sonra Bingöl’e ulaşıyoruz. Yol üzerinde vereceğimiz öğle yemeği molasının ardından, Bingöl şehir merkezinden çıkarak Muş’a, oradan da Tatvan’a doğru yol alıyoruz.

Yolculuğumuz sırasında, Muş Ovası’nı ve Büyük Komutan Alparslan’ın Türklere Anadolu’nun kapılarını açtığı Malazgirt Ovası’nı panoramik olarak görüyoruz. Van Gölü kıyısında yer alan Ahlat’a ulaşıyor ve Anadolu’daki en eski Türk mezarlığını ziyaret (ekstra) ediyoruz. Atalarımızın nakış gibi işlediği, bazıları 3 metreye ulaşan bu mezar taşları; eski Türk geleneklerini yansıtan semboller ve figürlerle süslenmiş eşsiz eserlerdir.

Bu muhteşem yapıları görüp atalarımızı yad ettikten sonra Tatvan’a doğru ilerliyoruz. Dileyen misafirlerimizle Türkiye’nin en büyük krater gölünün yer aldığı Nemrut Dağı’na minibüslerle hareket ederek krater gölü turuna (ekstra) katılıyoruz. Zirveye ulaştığımızda bir yanda uçsuz bucaksız Van Gölü manzarası, diğer yanda büyüleyici Nemrut Krater Gölü görüntüsü bizleri karşılıyor.

Krater içerisinde yer alan Büyük Göl, Küçük Göl, Ilıkgöl, volkanik taşlar ve lav kalıntılarını gördükten sonra Nemrut Dağı’ndan iniyor ve konaklama için otelimize geçiyoruz. Konaklama ve akşam yemeği otelimizdedir.

Sabah Kahvaltısı: Otelimizde açık büfe ya da set menü (dahil) olarak alınacaktır.
Öğle Yemeği: Tatvan – The Crather Restoran / Tatvan yöresel menü (ekstra) olarak alınacaktır.
Akşam Yemeği: Otelimizde açık büfe ya da set menü (dahil) olarak alınacaktır.

Akdamar Adası, Akdamar Kilisesi, Gevaş, Edremit, Van Tuşpa Kalesi

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından otelden ayrılarak, yönümüzü 2234 metre rakımlı Kuskunkıran Geçidi’ni aşarak Van’a çeviriyoruz. Van denince ilk akla gelen yer olan Akdamar Adası ve üzerindeki kiliseyi ziyaret edeceğiz. Bu ziyaret için Gevaş’tan bineceğimiz kooperatif tekneleriyle, Van Gölü üzerinde yaklaşık yarım saat sürecek bir yolculuk yapıyoruz (ekstra). Akdamar Adası'nın kavuşamayan âşıklarına dair hüzünlü hikâyesini ve taş ustalığının zirvesi olan muhteşem kilisenin tarihini rehberimizden dinleyip, kabartmalarını hayranlıkla izledikten sonra yeniden teknemize binerek Gevaş’a dönüyoruz.

Gevaş’ta, Van Gölü kenarında Van’ın meşhur İnci Kefali’nin tadına bakabileceğimiz güzel bir öğle yemeği molası veriyoruz. Sonrasında aracımıza binerek “Doğu’nun Paris’i” olarak anılan Van şehir merkezine doğru yola çıkıyoruz. İlk olarak, eski yerleşim yeri olan ve Tuşpa Kalesi olarak da bilinen Van Kalesi’ni panoramik olarak görüyoruz. Ardından, bölgeye hâkim medeniyetlerin günümüze kadar ulaşmış eserlerinin sergilendiği, ülkemizin son dönemlerde açılan en etkileyici müzelerinden biri olan Van Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret ediyoruz.

Müze ziyaretimizin ardından, Urartu medeniyetinden günümüze ulaşan önemli el sanatlarını daha yakından tanımak için bir gümüş atölyesine geçiyoruz. Burada, Savat işçiliğinin inceliklerini ustalarından öğrenip yapım aşamalarını izliyoruz. Dileyen misafirlerimiz için alışveriş yapmak üzere serbest zaman veriyoruz.

Alışverişin ardından, Van denince ilk akla gelen ve farklı renkteki gözleriyle dünyaca ünlü olan sevimli dostlarımız Van kedilerini görmek üzere, atölyenin hemen yanında bulunan Kedi Evi’ne gidiyoruz. Burada kedilerle fotoğraf çekilip, haklarında bilgi aldıktan sonra otobüsümüze binerek Van’daki otelimize geçiyoruz. Konaklama ve akşam yemeği otelimizdedir.

Sabah Kahvaltısı: Otelimizde açık büfe ya da set menü (dahil) olarak alınacaktır.
Öğle Yemeği: Van – Deniz Restoran / İnci kefali veya kebap menü (ekstra) olarak alınacaktır.
Akşam Yemeği: Otelimizde açık büfe ya da set menü (dahil) olarak alınacaktır.

Muradiye Şelalesi, Bendi Mahi Çayı, Tendürek Geçidi, Doğubeyazıt

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından otelden ayrılarak, ilk durağımız olan Bendi Mahi Çayı üzerindeki Muradiye Şelalesi’ne ulaşıyoruz. Burada vereceğimiz kısa bir fotoğraf molasının ardından, Çaldıran Ovası’ndan geçerek ülkemizin en yüksek geçitlerinden biri olan Tendürek Dağı Geçidi'ne varıyoruz. Geçiş sırasında çevremizi saran katılaşmış lavlar, doğanın muhteşem oluşumlarını gözler önüne seriyor. Bu doğal manzaralar, hayal gücünüzü harekete geçirerek sizleri bambaşka diyarlara götürebilir.

Ardından Doğubayazıt’a ulaşıyoruz. Burada, sancak beyi Abdi Paşa tarafından yapımına başlanan ve haleflerinden İshak Paşa tarafından yaklaşık 100 yılda tamamlanarak 1784 yılında son hâlini alan, Osmanlı İmparatorluğu’nun Lale Devri’ndeki son büyük anıt yapısı olan İshak Paşa Sarayı’nı ziyaret ediyoruz.

Gezimizin ardından hem İran halılarına göz atmak hem de öğle yemeğimizi almak üzere mola veriyoruz (ekstra). Öğle yemeğimizin ardından, gölgesini bölgenin neredeyse her noktasında hissettiren ve 5137 metre yüksekliğiyle ülkemizin en yüksek zirvesi olan kutsal Ağrı Dağı’nın büyüleyici etkisi altına giriyoruz. Yolculuğumuza Ağrı Dağı’nın etkileyici manzarası eşliğinde devam ediyor, uygun bir noktada fotoğraf molası vererek Iğdır’a ulaşıyoruz.

Coğrafi özellikleriyle diğer illerden oldukça farklı bir yapıya sahip olan Iğdır’ın içinden geçerken yemyeşil bağları, meyve bahçeleri ve etkileyici doğa manzaraları karşısında hayran kalacaksınız. Iğdır’dan itibaren Türkiye-Ermenistan sınırının sıfır noktasından ilerleyerek Tuzluca’ya varıyoruz. Burada, göz kamaştırıcı Tuzluca Tuz Mağarası turu düzenlenecektir (ekstra).

Tuzluca gezimizin ardından Digor üzerinden Kars’a ulaşıyoruz. İlk olarak, Ermenistan sınırımızı teşkil eden Arpaçay’ın kenarında kurulu olan Ani Harabeleri’ni ziyaret ediyoruz. Ani, yaklaşık 1000 yıl önce bölgenin en büyük ve en zengin şehirlerinden biriydi. Ören yerinde göreceğiniz anıtsal yapılar da bu zenginliği açıkça ortaya koymaktadır. Ermeni ve Gürcü kültürlerinin önemli yapıtları arasında yer alan Katedral, Surp Kirkor, Surp Pirgiç (Keveli Kilise) gibi eserlerin yanı sıra Selçuklu döneminden Menucehr Camii, Ebul Muhammeran Camii ve Sultan Sarayı gibi eserleri görüyoruz.

Ardından Kars şehir merkezine ulaşıyor ve konaklayacağımız otelimize geçiyoruz. Dileyen misafirlerimizle birlikte, bölge kültürünü tanıyabileceğimiz ve yöresel lezzetleri tadabileceğimiz, Kars’ın olmazsa olmazı Kafkas Gecesi’ne (ekstra) katılıyoruz. Bu gece; aşık atışmaları, Kars türküleri ve Kafkas dansları eşliğinde unutulmaz anlar yaşayacağız.

Bu akşamki konaklamada akşam yemeği tur ücretine dahil değildir. Kafkas Gecesi’ne katılmak istemeyen misafirlerimiz, akşam yemeklerini kendi imkânlarıyla alabileceklerdir.

Sabah Kahvaltısı: Otelimizde açık büfe ya da set menü (dahil) olarak alınacaktır.
Öğle Yemeği: Doğubeyazıt – Ararat Restoran / kebap menü (ekstra) olarak alınacaktır.
Akşam Yemeği: Kars – Kale Cafe / piti menü (ekstra) olarak alınacaktır.

12 Havariler Kilisesi, Taş Köprü, Kars Kalesi, Sarıkamış

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından otelden ayrılarak, ülkemizin en doğusunda olmasına rağmen aslında Kafkasya’nın en batısında yer alan, yani hem doğulu hem batılı özellikleriyle çevresindeki Erzurum, Ağrı ve Iğdır gibi illerden kültürel anlamda çok farklı olan, sokakları hayat dolu Kars şehir turumuza başlıyoruz. 1877 yılından sonraki 40 yıl boyunca Rus işgali altında kalan şehir, bu dönemde yeniden inşa edilmiş ve Baltık mimarisinin ülkemizde en güzel şekilde izlenebileceği merkez hâline gelmiştir. Birbirini 90 derecelik açıyla kesen sokaklar, cepheleri süslü kesme taş binalar ve çok daha fazlasıyla Kars’ı çok seveceksiniz.

Turumuzda 12 Havariler Kilisesi, Taş Köprü ve Kars Kalesi’ni panoramik olarak görüyoruz. Ardından meşhur Kars kaşarı ve gravyer gibi yöresel ürünlerin alışverişini yapabileceğimiz bir mağazaya geçiyoruz. Burada Kars kaşarının üretim sürecini dinleyip tadım yaptıktan sonra alışverişimizi tamamlayarak Erzurum’a doğru yola çıkıyoruz.

Yol üzerinde, Sarıkamış Harekâtı sırasında donarak şehit olan askerlerimizi anmak için Temsili Sarıkamış Şehitliği'nde kısa bir mola veriyoruz. Daha sonra Çobandede Köprüsü’nü panoramik olarak görüyor, köprüye dair ilginç efsaneleri rehberimizden dinliyoruz. Yolculuğumuz Horasan ve Pasinler üzerinden devam ederek Erzurum’a ulaşıyoruz.

İlk durağımız, kurtuluş mücadelemiz sırasında en önemli adımlardan birinin atıldığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı Erzurum Kongresi’nin yapıldığı binadır. Binanın içerisindeki atmosfer sizleri oldukça etkileyecektir.

Ziyaretimizin ardından Erzurum’un meşhur Cağ Kebabı’nın tadına bakabileceğimiz bir restoranda öğle yemeği molası veriyoruz. Daha sonra Sultan Melik Mahallesi’nde yer alan, Anadolu’daki mezar anıtlarının en güzel örneklerinden biri olan Üç Kümbetler’i ziyaret ediyoruz. Erzurum’un sembolü hâline gelmiş olan Çifte Minareli Medrese ve Ulu Camii’yi gezip, Eski Erzurum Evleri arasında yapacağımız keyifli yürüyüşle birlikte bir çay molası veriyoruz. Ardından Erzurum’daki ilk Osmanlı camisi olan ve dönemin mimarbaşı Mimar Sinan tarafından yapılan Lala Mustafa Paşa Camii’ni görüyoruz.

Son olarak Rüstem Paşa Kervansarayı’nda (Taşhan) oltu taşından yapılmış hediyelik eşyaları görebileceğiniz serbest zaman veriyoruz. Ardından Dadaşlar diyarı Erzurum’a veda ederek Aşkale, Tercan ve Mercan üzerinden Erzincan’a doğru yola çıkıyoruz. Günün sonunda yorgunluğumuzu atmak için konaklayacağımız otelimize ulaşıyoruz. Konaklama ve akşam yemeği otelimizdedir.

Sabah Kahvaltısı: Otelimizde açık büfe ya da set menü (dahil) olarak alınacaktır.
Öğle Yemeği: Erzurum Nezih Cağ Kebabı (ekstra) olarak alınacaktır.
Akşam Yemeği: Otelimizde açık büfe ya da set menü (dahil) olarak alınacaktır.

Kemaliye, Taş Yol, Fırat Nehri, Karanlık Kanyon, Mani Yolu

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından otelden ayrılarak, Kemah üzerinden İliç ve Kemaliye’ye doğru yola çıkıyoruz. 1922 yılına kadar Eğin ismiyle bilinen bu güzel ilçe, Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk’e bağlılığını bildirmek amacıyla gönderdiği telgrafta 500 atlıyla yanında olacağını iletince, Atatürk'ün “Eğinliler, siz kemale ermiş insanlarsınız. Bu yüzden adımı size veriyorum.” demesiyle Kemaliye adını almıştır.

Kemaliye’ye vardığımızda ilk olarak Taş Yol’a ulaşıyoruz. İnsanlar tarafından tamamen el emeğiyle, ilkel şartlarda yaklaşık 150 yılda açılmış bu yol, zamanında Kemaliye ile Divriği arasında bağlantı sağlıyordu. Günümüzde hâlâ varlığını sürdüren bu güzergâh, insan emeği ve kararlılığının en büyük simgelerindendir. Fırat Nehri’nin dağları delerek oluşturduğu, yüksekliği yer yer 100 metreyi aşan sarp ve dik yamaçların kıyısında uzanan Karanlık Kanyon ve içerisindeki yollar sizleri hayrete düşürecek. Nehirdeki su seviyesinin uygun olması durumunda, yaklaşık yarım saat sürecek bir tekne turu gerçekleştiriyoruz (ekstra).

Sonrasında, gurbete giden sevdikleri için yazdıkları özlem, hasret ve sıla dolu manilerin sergilendiği Mani Yolu’na çıkıyoruz. Ardından Taş Dibi Mahallesi’nde yer alan Lökhane’ye gidiyoruz. Mahalle aralarından geçerken bölge mimarisinin en güzel örneklerini görüp bu yapılarla ilgili bilgileri rehberimizden dinliyoruz. Özellikle kapı kollarının zarif işçiliği dikkatinizi çekecek. Lökhane’de Salim Usta’dan lök yapımını öğreniyor, dileyen misafirlerimiz alışverişlerini gerçekleştiriyor. Ardından Kemaliye’nin küçük çarşısında alışveriş ve öğle yemeği için serbest zaman veriyoruz.

Öğle yemeğimizin ardından, Ahmet Kutsi Tecer’in “Orada bir köy var uzakta” dizelerine ilham olan Apçaağa Köyü’nü panoramik olarak görüp Kemaliye’den ayrılıyoruz. Kültür turlarında nadiren yer verilen, 1228-29 yıllarında Mengücekliler döneminde inşa edilen ve 1985 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nı gezmek üzere Divriği’ye varıyoruz. Evliya Çelebi’nin “Üstad, mermer bu camiye öyle emek sarf edip, kapı ve duvarları öyle nakış bukalemun eylemiş ki, methinde diller kısır, kalem kırıktır.” sözlerini hatırlatarak bu eşsiz yapıyı inceliyoruz. (Darüşşifa ve caminin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen restorasyon çalışmaları tamamlandıysa içeri de gezilecektir.)

Divriği gezimizin ardından, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Biz Cumhuriyeti burada kurduk.” dediği Cumhuriyet kenti Sivas’a ulaşıyoruz. Sivas’ta ilk olarak Buruciye Medresesi, Çifte Minareli Medrese ve Şifahiye Medresesi’ni ziyaret ediyoruz. Ardından, Sivas Kongresi’nin yapıldığı ve bugün müze olarak hizmet veren tarihi Sivas Lisesi’ni görüyoruz. Sonrasında kent merkezinde akşam yemeği ve alışveriş için serbest zaman veriyoruz.

Serbest zamanın ardından turumuzu tamamlayarak dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Pegasus Hava Yolları'nın 22.15 Sivas–İstanbul uçuşu ile İstanbul’a dönüyoruz. Kurban Bayramı Özel “Rüya Gibi Doğunun Hazineleri” turumuzu sizlerin hafızalarında kalacak unutulmaz anılarla tamamlıyor, bir sonraki organizasyonumuzda görüşmek üzere sizlerle vedalaşıyoruz.

Sabah Kahvaltısı: Otelimizde açık büfe ya da set menü (dahil) olarak alınacaktır.
Öğle Yemeği: Kemaliye’de serbest olarak (ekstra) alınacaktır.