Ramazan Bayramı Özel İstanbul Çıkışlı Uçaklı Gap Turu 3 Gece...

İstanbul, Adana, Halfeti, Şanlıurfa, Balıklı Göl, Nemrut Dağı

Değerli misafirlerimiz, sabah saatlerinde gerçekleşecek uçuşumuzun ardından Çukurova Uluslararası Havalimanı'nda buluşuyoruz. Havalimanında rehberimizle buluşarak otobüsümüze geçiyor ve güne harika bir başlangıç yapmak için kahvaltı molamızı alıyoruz. Kahvaltımızın ardından, Adana’nın tarihi dokusunu keşfetmeye başlıyoruz. İlk durağımız, Seyhan Nehri üzerinde yer alan, kente adını veren Tarihi Taş Köprü olacak. MÖ 4. yüzyılda inşa edilen bu köprü, Roma döneminin mühendislik harikalarından biri olup, asırlardır Seyhan Nehri’ni ikiye ayırarak hem yerel halkın hem de gezginlerin ulaşımını sağlamaktadır. Burada panoramik bir fotoğraf molası veriyoruz. Sonrasında, bölgenin en büyük ve en önemli camilerinden biri olan Adana Sabancı Merkez Camii’ni ziyaret edeceğiz. Bu ihtişamlı camii, 32 metre çapında ana kubbesiyle dikkat çeker ve mimarisiyle göz kamaştırır. 32 kubbe, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen 28 peygambere ve 40 pencere, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberlik yaşına atıfta bulunur. Ayrıca 99 metreye ulaşan 6 minare, Allah’ın 99 güzel ismini simgeler. Bu eşsiz yapıyı rehberimiz eşliğinde keşfederken, caminin mimarisi hakkında detaylı bilgiler alacağız. Adana’daki gezimizi tamamladıktan sonra, Halfeti'ye doğru hareket ediyoruz.

Birecik Barajı’nın inşaatı sonrasında su altında kalan Halfeti, tarihi ve doğal güzellikleriyle adeta bir cenneti andıran bir yerdir. Dileyen misafirlerimizle, baraj gölünde tekne turumuza çıkıyoruz. (Ekstra) Halfeti Tekne Turu sırasında, baraj gölü altında kalan Kral Kızı Mağarası, Rumkale ve Bilesur Savaşan Köyü’nü göreceğiz. Bu köyde, Fırat sularının altına gömülen cami ve minaresi, geçmişin izlerini taşır ve gezimiz boyunca bizi etkileyen bir atmosfer yaratır. Tekne turunun ardından, Halfeti’de kısa bir mola veriyoruz. Mola sonrasında, Peygamberler Şehri olarak bilinen Şanlıurfa'ya doğru yola çıkıyoruz. Şanlıurfa, sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda dini mirasıyla da pek çok sırrı içinde barındıran bir şehirdir.

Şanlıurfa’da ilk durağımız, bölgenin en bilinen gezi yerlerinden biri olan Balıklı Göl olacak. Balıklı Göl, İbrahim Peygamber’in ateşe atıldığı yer olarak bilinir ve şehri ziyaret edenlerin mutlaka görmek istedikleri bir yerdir. Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yerde oluşan Halil-Ür Rahman Gölü ve Nemrut’un kızı Zeliha’nın gözyaşlarından oluştuğu söylenen Aynzeliha Gölü’nü de göreceğiz. Bu kutsal alanlarda rehberimizden, bölgenin tarihi ve dini önemi hakkında detaylı bilgiler alacak, fotoğraflarımızı çekmek için keyifli bir molaya çıkacağız. Gezimizin ardından, Şanlıurfa’nın otantik çarşılarına uğrayacak ve burada yöresel ürünler satın alabilmeniz için serbest zaman vereceğiz. Burada, el işçiliği ile yapılmış geleneksel Urfa halıları, el yapımı bakır eşyalar ve diğer yöresel hediyelikler sizi bekliyor olacak. Serbest zamanın ardından otelimize doğru hareket ediyoruz. Dileyen misafirlerimiz, bölge kültürünü daha yakından tanıyabileceğiniz, geleneksel bir sıra gecesi programına katılabilirler. (Ekstra) Bu gece, Urfa'nın folklorik müzikleri ve dansları eşliğinde, bölgenin geleneksel kültürünü daha yakından keşfedeceğiz.

Önemli Not: Şanlıurfa’daki otel konaklamamız oda kahvaltı olarak düzenlenmiştir. Akşam yemeği için, dileyen misafirlerimiz ekstra olarak yemekli sıra gecesi programına katılabilirler.

Kahvaltı: Adana’da alınacaktır. (Ekstra)
Öğle Yemeği: Güzergah üzerinde uygun bir tesiste alınacaktır. (Ekstra)
Akşam Yemeği: Sıra Gecesinde alınacaktır. (Ekstra)

Harran, Göbeklitepe, Mardin, Kasımiye Medresesi, Eski Mardin

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, tarihi ve kültürel bir yolculuk için otelimizden ayrılıyoruz. Bugün, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Harran’a doğru hareket ediyoruz. “Yolların kesiştiği yer” anlamına gelen bu antik şehir, adeta geçmişin derinliklerine açılan bir kapıdır. Harran, özellikle Konik Kubbeli Evleri ile ünlüdür ve bu benzersiz yapılar dünya üzerinde sadece 3 bölgede bulunmakta ve koruma altına alınmıştır. 5000 yıllık bir geçmişe sahip olan Harran, aynı zamanda ilk İslam Üniversitesi’ne de ev sahipliği yapmaktadır. Burada, Harran Üniversitesi (Ulu Cami), Harran Höyüğü, Kale, Kervansaray ve geleneksel Konik Kubbeli Harran Evlerini keşfedecek ve bu evlerden birine misafir olacağız. Ziyaretimiz sırasında yöresel kıyafetler giyerek, bu eşsiz atmosferde unutulmaz fotoğraflar çekebilirsiniz. Harran gezimizin ardından, bölgenin tarihini yeniden şekillendiren bir başka önemli mekâna, Göbeklitepe’ye doğru yola çıkıyoruz. Şanlıurfa il sınırları içinde, Örencik Köyü yakınlarında yer alan Göbeklitepe, dünyanın bilinen en eski tapınak alanıdır ve tarihimizdeki en büyük keşiflerden biri olmuştur. Göbeklitepe, Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer almakta olup, 12 bin yıl öncesine ait bu tapınak kompleksi, yalnızca bölge tarihini değil, insanlık tarihini de değiştiren bir öneme sahiptir. Keşfiyle, insanlık tarihinin bilinen şekli üzerine büyük bir dönüm noktası yaşanmıştır. National Geographic dergisi, Göbeklitepe'yi "Dinin Doğduğu Yer" olarak tanıtmıştır. Burada, Neolitik çağın Hac Merkezi kabul edilen bu antik alanı rehberimizden dinlerken, bu kutsal tapınakların geçmişiyle ilgili merak ettiğiniz tüm soruları sorabilirsiniz. Göbeklitepe ziyaretimizin ardından, Şanlıurfa'nın büyüleyici atmosferinden ayrılarak, Mezopotamya'nın incisi Mardin’e doğru yola çıkıyoruz.

Mardin’e varışımızla, ilk olarak Kasımiye Medresesi’ni ziyaret ediyoruz. Artuklular Dönemi'nde yapımına başlanıp, 15. yüzyılın sonlarına doğru Akkoyunlu Sultanı Kasım İbn Cihangir tarafından tamamlanan bu medrese, Mardin’in muazzam taş işçiliğini ve zarif mimarisini sergileyen önemli bir yapıdır. Rehberimiz eşliğinde medresede yapacağımız gezinin ardından, Eski Mardin’in dar ve taş sokaklarına doğru yol alıyoruz. Eski Mardin sokaklarında, ilk durağımız olan Cumhuriyet Meydanı’ndan yürüyüşümüze başlıyoruz. Yürüyüşümüz sırasında, Şeyh Çabuk Camii, Mardin Protestan Kilisesi, Latifiye Camii, Sokulbar (İnekler Çarşısı) ve Bakırcılar Çarşısı’nı göreceğiz. Her bir durak, farklı dinlerin ve kültürlerin izlerini taşıyan eşsiz yapılarla bezeli bu tarihi şehirdeki çeşitliliği ve hoşgörüyü gözler önüne seriyor. Artuklu Dönemi mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Mardin Ulu Camii’yi de ziyaret ediyoruz. 12. yüzyılda inşa edilen bu camii, dilimli kubbesi ve minaresiyle Mardin’in simgelerindendir. Yapım tarihi 1176 olarak kaydedilen caminin minaresi, 1888-1889 yıllarında eklektik bir üslupla yeniden inşa edilmiştir. Bazı Süryani yazarlara göre, bu cami eski bir kiliseden çevrilmiş olsa da, yapının orijinalinde büyük ihtimalle bir kilise yer alıyordu. Buradaki gezimizden sonra, sokakları birbirine bağlayan küçük tüneller (abbara) altından geçerek devam ediyoruz. Ardından, Şahtana Konağı’nı ziyaret ediyoruz. Bu konak, 1980’lerde PTT binası olarak kullanılmış ve sonrasında Şahtana Ailesi tarafından restore edilerek halkla buluşturulmuştur. Gezimizin sonrasında, Şehidiye Camii’ne doğru ilerliyoruz. Bu camii, 13. yüzyılın başlarında Artuklu Sultanı Melik Nasreddin Artuk Aslan tarafından yaptırılmıştır. Mardin’in tüm ihtişamını gözer önüne seren bu yapıyı rehberimiz eşliğinde gezdikten sonra, Mezopotamya Ovası’na karşı bir fotoğraf molası vereceğiz. Buradan, Mardin’in muazzam manzarasıyla birlikte yorgunluk çaylarımızı içerek, bu büyüleyici şehri daha yakından keşfedeceğiz.Sonrasında otelimize doğru hareket ediyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde olacak.

Kahvaltı: Otelde alınacaktır. Tur ücretine dahildir.
Öğle Yemeği: Mardin’de alınacaktır. (Ekstra)
Akşam Yemeği: Otelde alınacaktır. Tur ücretine dahildir.

Dara Antik Kenti, Midyat, Midyat Konukevi, Hasankeyf, Diyarbakır

Değerli misafirlerimiz, sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, bölgenin derin tarihini keşfetmek üzere otelimizden ayrılıyoruz. İlk durağımız, Dara Antik Kenti olacak. Mardin'in 30 km güneydoğusunda yer alan Dara, Yukarı Mezopotamya'nın en önemli yerleşkelerinden biridir ve kayalara oyulmuş yapıları ile ünlüdür. Bu antik kent, Roma İmparatorluğu ve Bizans dönemine ait izler taşıyan, geniş bir alana yayılan kaya içine oyulmuş yapılarla doludur. Dara’nın görkemli yapıları ve tarihi dokusu, her köşesinde farklı bir zaman dilimini barındırmaktadır. Rehberimiz eşliğinde bu büyüleyici antik kentte gezintimizi yaparken, Mezopotamya’nın eski uygarlıklarına dair çok sayıda bilgi edinme fırsatımız olacak. Dara gezimizin ardından, bölgenin kültürel çeşitliliği ile ünlü Midyat’a hareket ediyoruz. Midyat, dinlerin ve dillerin buluşma noktası olarak bilinir. Burada, birçok medeniyetin izlerini görebiliriz. Midyat’ta ilk olarak, ünlü dizilerin çekildiği Midyat Konukevi’ni ziyaret ediyoruz. Sıla, Hercai ve Ah Bir Bulut Olsam gibi dizilerin mekanları olan bu tarihi konak, taş işçiliği ve geleneksel mimarisiyle büyüleyicidir. Burada geçireceğimiz zaman, sizlere bu eşsiz yapıları fotoğraflama fırsatı sunacak. Konukevi gezimiz sonrasında, Telkâri sanatının inceliklerine tanıklık edeceğiz. Telkâri, Süryani ustalar tarafından yıllar içinde geliştirilmiş ve artık bir kültür halini almıştır. Bu ince işçilikle yapılmış takıları görmek, hatta satın almak için telkâri atölyesi ziyaretimize başlıyoruz. El işçiliği ve zarafetiyle ünlü bu sanatın örnekleri, bölgede yapılan alışverişlerin başlıca figürlerindendir. Ardından, Tarihi Midyat Evleri arasında serbest zaman vererek, bu taş evlerin gizemli sokaklarında yürüyüp, bölgenin atmosferine daha da yakınlaşacağız. Serbest zamanımızın ardından, yöreye özgü kuru kahve ve kuruyemiş alışverişleri için Midyat çarşısında mola veriyoruz. Bölgenin eşsiz lezzetlerini tatma ve hediyelik alımlarımızı yapma fırsatımız olacak. Alışverişlerimizi tamamladıktan sonra, Mezopotamya'nın kadim topraklarında bir başka unutulmaz durağımız olan Hasankeyf’e doğru yola çıkıyoruz.

Hasankeyf, tarihi 12 bin yıl öncesine dayanan bir yerleşim yeri olarak büyük öneme sahiptir. Ancak, Ilısu Barajı projesi nedeniyle Hasankeyf'in bazı bölümleri sular altında kalmıştır. 2020 yılı itibarıyla sular altında kalan Hasankeyf’in tarihini ve hüznünü yakından görmek üzere, Hasankeyf Kalesi’ni, El Rızık Camisi’nin minaresini ve Hasankeyf Mağaraları’nı ziyaret ediyoruz. Bu esrarengiz mekanlar, bölgenin tarihine tanıklık etme fırsatı sunarken, bizi geçmişe doğru bir yolculuğa çıkaracak. Hasankeyf gezimizin ardından, Batman üzerinden geçerek, Diyarbakır’a hareket ediyoruz.

Diyarbakır’a varışımızla, Dicle Nehri kıyısında yer alan On Gözlü Köprü’yü panoramik olarak göreceğiz. Bu tarihi köprü, Dicle Nehri’ni geçerken bizlere hem doğal güzellikleri hem de tarihî yapıları sunuyor. Ardından, Hevsel Bahçeleri’nin görkemli manzarasına hayran kalacak, bu önemli UNESCO Dünya Mirası Alanı’nı panoramik olarak fotoğraflayacağız. Diyarbakır Surları ve Keçi Burcu’nu gördükten sonra, şehrin tarihi dokusunun en derin izlerini keşfetmek üzere Ulu Camii’ye hareket ediyoruz. Anadolu’nun ilk camilerinden biri olan bu muazzam yapı, İslam dünyasının 5. Harem-i Şerifi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, 1500 yılında Akkoyunlu Kasım Bey tarafından yaptırılan Dört Ayaklı Minare’yi (Şeyh Mutahhar Camii) ziyaret ediyoruz. Bu tarihi yapılar, Diyarbakır’ın geçmişini ve kültürel önemini gözler önüne seriyor. Diyarbakır gezimizi tamamladıktan sonra, tarihi Nissibi Köprüsü üzerinden Adıyaman’a doğru yola çıkıyoruz. Bu köprü, Doğu'nun Boğaz Köprüsü olarak bilinir ve Adıyaman ile Diyarbakır’ı birbirine bağlar. Adıyaman’daki otelimize varışımızla, akşam yemeğimizi alıyor ve konaklamamızı gerçekleştiriyoruz.

Kahvaltı: Otelde alınacaktır. Tur ücretine dahildir.
Öğle Yemeği: Batman’da alınacaktır. (Ekstra)
Akşam Yemeği: Otelde alınacaktır. Tur ücretine dahildir.

Nemrut Dağı, Gündoğumu, Cendere Köprüsü, Gaziantep, İstanbul

Değerli misafirlerimiz, turumuzun son gününde, dileyen misafirlerimiz ile sabahın erken saatlerinde unutulmaz bir deneyim yaşayacakları Nemrut Dağı gündoğumu turumuza başlıyoruz. (Ekstra)

Sabahın erken saatlerinde, otelimizden minibüslerimize binerek, Adıyaman'ın Kahta ilçesindeki Nemrut Dağı’na doğru yola çıkıyoruz. Nemrut, Doğu Toroslar’ın zirvelerinden biri olup, 2150 metreye kadar yükselir ve bölgenin en etkileyici tarihi alanlarından biridir. Güneşin doğuşunu, bu muazzam dağın zirvesinde izlerken, kendinizi adeta bir zaman yolcusuna dönüşmüş gibi hissedeceksiniz. Güneşin yavaşça doğmaya başlamasıyla birlikte, devasa Tanrı heykelleri ve görkemli Tümülüs ile karşılaşacaksınız. Bu özel anın tadını çıkarırken, Nemrut’un zirvesinde yer alan Kral I. Antiochos’un Tümülüsü ve Doğu ile Batı teraslarındaki devasa heykeller, bölgenin antik geçmişini gözler önüne serecek. Zirvede, Kral Antiochos’un Yunan ve Pers kültürlerinin birleşimiyle inşa ettiği tanrı heykellerinin önünde fotoğraflar çekebilirsiniz. Rehberimiz, Nemrut’un tarihi hakkında bilgi verirken, Antiochos’un şu vasiyetini hatırlatacak: “Doğum günüm her ay ve yıl kutlanıp, bayram günü olacak, bu günlerde baş rahip, tanrılar ve benim için kurbanlar kesecek, altın çelenkler takacak...” Bu sözler, Nemrut’un zirvesinde huzur içinde dinlenirken anlam kazanacak. Ardından, Nemrut Dağı’ndan aşağı inerken, Roma dönemine ait Cendere Köprüsü’nü panoramik olarak görüp, fotoğraf molası veriyoruz. Bir sonraki durağımız, Kommagene Kralı Mithridates’in ailesinin mezarlarının bulunduğu Karakuş Tümülüsü olacak. Burada, görkemli mezar yapıları eşliğinde rehberimizin anlatımlarını dinlerken, bölgenin tarihine dair daha derin bilgiler edineceğiz. Bu büyüleyici manzarayı ve tarihi yapıları keşfettikten sonra, minibüslerimize binerek sabaha kahvaltımızı yapmak üzere otelimize doğru yola çıkıyoruz.

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Gaziantep’e hareket ediyoruz. Gaziantep’e varışımızda, gezimizin ilk durağı, Zeugma Mozaik Müzesi olacak. Zeugma, Roma İmparatorluğu’na ait kalıntıların bulunduğu bir antik kent olup, sular altında kalan bu antik yerleşim yerinden çıkarılan ünlü mozaikler, dünyanın en önemli arkeolojik buluntuları arasında yer alır. 2011 yılında açılan Zeugma Mozaik Müzesi, 1700 metrekarelik alanda sergilenen dünyanın üçüncü büyük mozaik koleksiyonuna sahiptir. Burada, Yunan mitolojisinden sahneler ve “Çingene Kızı” mozaiği gibi dünyaca ünlü eserleri rehberimizin anlatımları eşliğinde keşfedeceğiz. Müze gezimizin ardından, Gaziantep şehir merkezine hareket ediyoruz. Şehirde panoramik olarak göreceğimiz Gaziantep Kalesi, Roma dönemine dayanan köklü geçmişiyle dikkatimizi çekecek. Kale, farklı dönemlerde restore edilerek bugün sahip olduğu görkemli silüetiyle şehir manzarasını gözler önüne seriyor. Kısa bir fotoğraf molası sonrası, şehrin tarihi dokusunu yakından keşfetmek için Sedefçiler Çarşısı, Baharatçılar Çarşısı, Sebze Hali ve Paşa Hanı gibi tarihi çarşıları gezmeye başlıyoruz. Bu çarşılarda, bölgeye özgü ürünler ve geleneksel el sanatlarıyla tanışacak, Gaziantep’in zengin kültürünü hissedeceğiz. Ardından Tahtani Camii ve Uzun Çarşı gibi önemli yapıları ziyaret ederek, Gaziantep’in tarihî atmosferine daha da yakınlaşacağız. Gezimize devam ederken, Zincirli Bedesten ve Kunduracılar Çarşısı gibi tarihi çarşıları da görerek, bölgenin geleneksel ticaret merkezlerini keşfedeceğiz. Daha sonra, Gaziantep’in en eski çarşısı olarak bilinen 250 yıllık Almacı Pazarı’nı ziyaret ediyoruz. Burada, yöresel ürünler ve hediyelikler alabilir, Gaziantep kültürünün izlerini sürebiliriz. Bir sonraki durağımız, Tahmis Kahvesi olacak. 1635-1638 yılları arasında, Türkmen Ağası Mustafa Ağa tarafından inşa edilen bu tarihi kahvehanede, Menengiç Kahvesi içebilir ve çarşıda alışveriş yapabilirsiniz. Kahvenin eşliğinde serbest zamanımızda, geleneksel tatlar ve alışveriş keyfini çıkaracağız.

Gaziantep'in meşhur baklava ve Antep fıstığı alışverişlerimizi yaptıktan sonra, turumuzun sonuna geliyoruz. Tüm bu unutulmaz deneyimlerin ardından, siz değerli misafirlerimizi havalimanına bırakıyor ve bir başka Tatil Olayı organizasyonunda buluşmak üzere vedalaşıyoruz.

Not: Turumuzun dönüş uçuş parkuru Gaziantep veya Çukurova Uluslarası Havalimanı olarak değişiklik gösterebilir. Uçuş saatlerinde oluşabilecek değişiklikler veya operasyonel nedenlerle yapılan değişiklikler, tur programını aksatmadan uygulanacaktır.

Kahvaltı: Otelde alınacaktır. Tur ücretine dahildir.
Öğle Yemeği: Halfeti’de alınacaktır. (Ekstra)
Akşam Yemeği: Güzergah üzeri uygun bir tesiste alınacaktır. (Ekstra)

Pegasus Hava Yolları
Sabiha Gökçen Havalimanı (SAW) 06:50 Çukurova Havalimanı (COV) 08:20
Gaziantep Havalimanı - Sabiha Gökçen Havalimanı (SAW)